İlişkilerde güven, bıçak sırtı konu.
Her şey güzeldi, birbirimize sevgiyle bağlıydık. Birlikte olmaktan keyif alıyorduk, eğleniyorduk, başkalarına ihtiyacımız yoktu. Birbirimizin hem arkadaşı, hem en iyi dostu, hem de aşkıydık. Ömür boyu sürecek bir ilişkimiz vardı, birbirimize sözler vermiştik. “Hep seni sevmeye devam edeceğim” Güvendik sevgimize ve bıraktık kendimizi.
Bıraktık birbirimize özenmeyi, bıraktık sevgimizi göstermeyi “biliyor nasılsa, beraberiz ya artık” dedik.
Bıraktık birbirimizle eğlenmeyi, sorumluluklar aldı eğlenmenin yerini. “Şimdi zamanı değil” dedik, “önce iş bitsin de, sonra yaparız” dedik. Zamanla unuttuk birlikte eğlenmeyi.
İhmal ettik arkadaşlığı, keyifle yaptığımız dost sohbetlerini. Verilecek kararlar vardı, atılması gereken adımlar vardı, sohbet etmek için zaman lazımdı, yapılması gereken daha önemli işler vardı.
Nasıl oldu anlamadık, ne zaman koptu iletişimimiz fark edemedik. Sözde beraberdik aslında yalnız bırakmıştık birbirimizi.
Elimizde ne varsa sevgiye dair, sevgimize dair ilişkimizi beslemeye devam eder sandık. Onlar hiç tükenmeyen kaynaklar zannettik ve tükettik. Sonra güven kayboldu ve gücendik, kırıldık, kızdık.
Güvenmek sevdiğimin niyetini bilmek değil mi aslında.
Güvenmek; beni bile isteye incitmeyeceğini bilmek, kırılmalar, kırgınlıklar olduğunda onarmak için uğraşmak.
Güvenmek; konuşabilmek, anlamak için uğraşmak, çatışabilmek, birlikte çözümler üretebilmek.
Güvenmek; birlikte yeniden başlayabilmek.
Funda TEKELİOĞLU
Klinik Psikolog