Aile olmak sevgiyi yaşayacağınız bir sistem kurmak, sevgi bağı ile bağlandığımız insanları bir araya getirmek, sevgi dolu ilişkiler yaşayabilmek.
Bazen severiz birini, birlikte kurduğumuz yaşamı sadece birbirimize katacağımız sevgileri tercih ederiz iki kişilik hayat isteriz.
Bazen ikiyi çoğaltmak isteriz kan bağımızın olduğu çocuğu dünyaya getiririz aile oluruz.
Bazen çoğalmak isteriz ve kan bağı olmadan sadece yürek bağı ile bağlanırız bir çocuğa yine aile oluruz.
Çocuğu sadece yüreğimizde büyüttüğümüz, onunla yürekten yüreğe birleştiğimiz, genlerimizi belki aktaramadığımız ama değerlerimizi, sevgimizi aktardığımız evlat edinme yoluyla aile olmak bugünkü konumuz.
Karar vermek zordur, zaman alır. Çoğunlukla yalnız yaşanır bu süreç, öyle herkesle paylaşılmaz. Hamilelik haberinin geniş aileye verildiği sahnelerin çoğu olmaz.
Söylense neler olabilir. “İyi düşündünüz mü?” ,“İnsanın kendi kanından, canından olmadıktan sonra” “ Ya problem çıkarsa”, “ Ya ilerde problemli bir çocuk olursa”, “ Ya genetik bir hastalığı varsa ve sonradan çıkarsa”, “Kimin çocuğu belli mi?” gibi bir sürü soru ile karşılaşmak mümkün.
Oysa hamile kalındığında; “İyi düşündünüz mü?”, “ Ya bu çocuk fiziksel engelli doğarsa”, “Ya zekâ geriliği olursa”, “ Ya şizofren olursa”, “ Ya ileride anne babasına zarar verirse”, “ Ya suçlu biri olursa”, “ Ya bağımlı olursa” gibi sorular pek sorulmaz.
Belki de bu yüzden bu karar, pek de kimseye söylenmeden uygulamaya geçilir.
KOCA BİR YÜREK İSTER tüm söylemlere rağmen EVLAT EDİNMEK,
İlk adım atılır, kurumlara başvurulur ve başka bir zorlu süreç de orada başlar. Beklemek gerek, zamanını kestiremeden beklemek, heyecanla, umutla belki biraz kaygıyla.
Yeni doğan bir bebek evlat edinildiğinde bebeğin henüz fiziksel özellikleri belirginleşmemiştir, “ Aman Tanrım, ne güzel bir bebek” denemeyebilir. Zira bebeğin sağlıksız hamilelik sonucu doğması, doğduktan hemen sonra olumsuz koşullarda (soğukta kalma, yetersiz beslenme, uyaran eksikliği, teke tek ilgi yoksunluğu v.b.) yaşamış olması mümkündür.
Biyolojik ailelere bakalım; Her hamilelik sağlıklı koşullar içinde geçebiliyor mu? Her bebek mutlaka istenen bebek mi oluyor? Bebeğin değişik nedenlerle ihmal edildiği olmuyor mu? TABİ Kİ
Bütün yeni doğanlar “ aman tanrım ne güzel bir bebek” denilerek mi karşılanıyor? HAYIR
Oysaki evlat edinen ebeveyn/ ebeveynler için istenmeyen bebek, kaza bebeği olma ihtimali yok. O çocuk mutlaka çok isteniyor.
Daha büyük yaşta bir çocuk evlat edinilmek istendiğinde ise, çocuk bir ailesi olacağının farkındadır, sadece uyum süreci gerekir. Önce yine ebeveyn/ebeveynler çocuğu görür. Karar verildikten sonra tanıştırılır ve ilişki kurmaları sağlanır. Önceleri kısa süreli birliktelikler olmasına özen gösterilir. Ardından çocuk ailenin yanına yerleştirilir. Çocuğun o yaşa kadar edindiği yaşam deneyimine göre uyum sıkıntısı yaşama olasılığı yüksektir. Yeni ailesinin yaklaşımı ne olursa olsun, çocuğun daha önce yaşadığı, öğrendiği, kendisi ve başkalarıyla ilgili olan bilgileri zorlayıcı olur. Bocalayabilir, kendisine gösterilen sevgiyi sınayabilir, terk edileceğine inanabilir, güvenemeyebilir.
Uyum sıkıntısı dedim, 2 şekilde yaşanabilir.
Çocuk bu aileye ne kadar güvenebileceğini sınayabilir, onu gerçekten istiyorlar mı, seviyorlar mı? Geri gönderecekler mi? İşte bunların olma ihtimalini uyumsuz davranışlar göstererek deneyebilir.
Ya da aynı kaygılardan dolayı, son derece sessiz, son derece uyumlu davranabilir, kendini ortaya koyamaz. Çekingen kalabilir.
Sizce biyolojik ailede bu sorunlar yaşanmaz mı? Yani çocuk “aman benim yüzümden bir şey olmasın” diye çekinik kalabilir mi?
“Seviliyor muyum?” denemeleri için agresif davranışlar sergileyebilir mi? EVET
Bunlar bir çocuğun büyüme yolculuğunda yaşanan kendini tanımlama, sevme ve sevilme ihtiyaçlarına yönelik sorunlar değil mi?
İster evlat edinerek, ister biyolojik çocuk sahibi olun. Çocuğu büyüdüğü aile şekillendirir. Aile içinde olası tüm sıkıntılar her ikisinde de yaşanır, çocuk büyürken her yaş döneminde ailenin sınırları yeniden şekillenir.
Funda TEKELİOĞLU
Klinik Psikolog